TARSUS’TA DEPREM
BİLGİLENDİRME TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Tarsus Belediyesi, depreme karşı halkı
bilgilendirmek, olası deprem risklerine karşı alınan önlemleri artırmak
amacıyla Çukurova Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmakta olan
Prof. Dr. Hasan Çetin, Prof. Dr. Abdulazim Yıldız ve Doç. Dr. Ahmet Demir’in
katılımlarıyla "Deprem" konulu bilgilendirme toplantısı
gerçekleştirdi. Başkan Bozdoğan,” Bilim ve akıl yolunda deprem bilinçlendirme
çalışmalarına devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yüzyılın en büyük deprem felaketini yaşayan Türkiye,
deprem bölgesinde yaraları sarmak için seferber olurken, Tarsus Belediye
Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan’da hem Tarsus’ta hem de deprem bölgelerinde
koordinasyonu sağlayıp, çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Başkan
Bozdoğan, halkı bilinçlendirmek için bilimin ışığında, alanında uzman isimleri
Tarsuslular ile buluşturdu. Şehrin deprem alanında dinamikleri ile ortak akıl
temelinde gerçekleşen “Deprem” bilinçlendirme çalışmasında Çukurova
Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği, Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı’ndan Prof.
Dr. Hasan Çetin, “Tarsus ve Çevresinin Jeolojisi ve Deprem Durumunu”
anlatırken, Çukurova Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği, Geoteknik Anabilim
Dalı’ndan Prof. Dr. Abdulazim Yıldız ise “Depremde Yerel Zemin Davranışları ve
Mikrobölgeleme” konularına değindi. Toplantıya aynı zamanda Çukurova
Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği, Geoteknik Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ahmet
Demir’de katılarak “Depremde Yapısal Hasarlar ve Hatalar” konusunda
bilinçlendirme sunumu gerçekleştirdi.
BAŞKAN BOZDOĞAN,
“BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARINA ÖNEM VERİYORUZ”
Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan Tarsus’ta
depremin olduğu ilk andan itibaren çalışmalarını sürdürdüklerine değinerek,
“Meclisi iyi takip ettiyseniz; 2019’da çok ciddi bir konuşma yapmıştım. “Deprem
öldürmez, bina öldürmez, cehalet öldürür “ diye. Belki çok kişinin güldüğü bir
olaydı bu ve bununla ilgili de ülkede hiçbir belediyenin yapmadığı “afet
birimini” oluşturup, Tarsus için çok ciddi bir çalışma başlattık ve bunda da
sona gelindi. Ekiplerimizin hepsi sahada, bunu zaten sosyal medyada da
yayınlıyoruz. Şu yıllardır bu kentte yaşayan insanların bir deprem master
planına ciddi bir şekilde ortaya koyması gerekiyordu. Maalesef ki eğer bunu
mevcut hükümet kolaylaştırmazsa ki kentsel dönüşümde deprem olayındaki belki de
en önemli çalışmaların başında geliyor. Tarsus’u bu konuda tamamen
kurtaracağımız bir olay ama ben şuna çok üzülüyorum, 1935 yılında Mustafa Kemal
Atatürk Tarsus’a mimar gönderdiğinde, bir şehir planı çizdiğinde öyle güzel
plan çizmiş ki nehirleri her şeyi ortaya koymuş. Kıyı kenarlarından bahsetmiş ama bizim
insanlarımız hep gitmişler oralara ev yapmışlar. Ve bunların hepsi de imar
affından yararlanmış. Nasıl yok etmemizi istersiniz? Evlerimiz çok iyi diyorlar
ve bu insanlarla konuşarak, uzlaşarak elbette bir doğruya gideceğiz. Biz Tarsus
Belediyesi olarak seferberlik halindeyiz.”
ifadelerini kullandı.
“BİZİM İÇİN
BİLİM, AKIL VE DEĞERLİ AKADEMİSYENLERİN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR”
Başkan Bozdoğan, “Halk olarak hepimizin yüzleşmesi
gerekiyor. Yerel yönetimlerden imar olayını tamamen alınması gerekiyor.
Akademisyenler ve hükümet yapılmalı. Belediyelere imar konusu yükleniyor.
İleriki dönemlerde farkına varacak hükümetler gelir. Gerçekten inşaat
olaylarında beklediğim tek bir şey vardı, müşavir firma neden yaratılmıyor.
Halk olarak ciddi olarak ne zaman dogmatik davranmayıp sorgulamayı öğrenirsek
haklı oluruz. Bizim için bilim akıl ve değerli akademisyenlerin başımızın
üstünde yeri var.” ifadelerini kullandı.
“TARSUS’TA
RİSKİN AZ OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ”
Çukurova Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği,
Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hasan Çetin, Tarsus’un içinden
geçen bir fay hattının bulunmadığını belirterek, “Fayların aktif mi ölü mü
olduğunu anlamak için analizler yapılıyor, kazılar ile fayın hareketleri
ölçülüyor. Yaşanan depremlerde Elbistan fayı Tarsus bölgesini oldukça
rahatlattı. Bu da Tarsus’ta riskin az olduğunu gösteriyor. Ben Tarsus’un
içinden geçen bir fay olduğunu düşünmüyorum. Depremlerin yeni bir fay
doğuracağı bilgisi gibi bilgiler dolanıyor. Deprem kırık fay üzerinde olur,
yeni bir fay oluşması gibi bir durum yok.
Bu son depremde Nur Dağı civarında, faylar hareket edince 3.7 metrelik
bir kayma oluşturdu. Bina standartlara uygun yapılmış olsa bile fay hattına
yapılmış bir binanın yıkılmama durumu yoktur. İzmit depreminde de buna şahit
olmuştuk. Yumurtalık fay hattı ile
aramızda 55 kilometre var. Kırılma durumunda Tarsus’a ciddi zarar verebilir.
Ama ODTÜ’lü hocalarımızın dediği gibi ise Ecemiş Fay hattı Namrun Fay Hattını
izleyip sonra Kıbrıs’a bağlanıyorsa biraz dağlık bölgeden geçmiş oluyor ve
Tarsus açısından biraz daha risk azalmış oluyor.” şeklinde açıkladı.
“BİNALARIN YEREL
ZEMİN ÖZELLİKLERİNE HALKIMIZIN ÇOK DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR”
Çukurova Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği,
Geoteknik Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Abdulazim Yıldız ise “Depremde Yerel
Zemin Davranışları ve Mikrobölgeleme” konusunu anlatarak,” Kentlerde yer
seçimleri çok önemli, depremlerde 5 ile 20 katlı binaların incelenmesi sonucu
rozaransa girdiğini görüyoruz. Binaların yerel zemin özelliklerine halkımızın
çok dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü binalar sadece zeminden kaynaklı bile ağır
hasar alabilir. Sıvılaşma ya da yapısal hatalar sebep oluşturur. Ancak yeni
inşaat teknikleri ile sıvılaşma önlenebilir. Siz doğru tasarımı doğru yapıyı
yaparsanız çok katlı olması da sorun teşkil etmez. Son yaşanan depremler
kentlerde yer seçiminin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Uygun yapılaşma
yerlerinin tayini için yıkıcı bir depremin olmasını beklemek yerine bölgede gerçekleşeceği
tahmin edilen depremin özelliklerini önceden tahmin etmek, bölgesinin zemin
koşullarını ve özelliklerini tanımak buna uygun yapı tasarımı ve uygun yer
seçimi yapabilmek için haritalar oluşturulmalıdır. Mikrobölgeleme ile uygun ve
güvenli yerleşim alanları oluşturulmuş olur.
” dedi.
Çukurova Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği,
Geoteknik Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ahmet Demir, “Depremde Yapısal Hasarlar
ve Hatalar” konulu sunumunda yapısal olarak saha çalışmalarından örnekler ile
zemin sıvılaşması, hasarlı yapı incelemelerini, kullanılan yapı malzemelerini
ve proje tasarım uygulamalarına değinerek özellikle yapısal hata konularını
aktardı.